Mehmet Emin Resulzade ve arkadaşlarının 28 Mayıs 1918 tarihinde kurduğu Milli Azerbaycan
Cumhuriyeti’nin bayrağında yer alan üç renk; Türk milli kültürünü, inancını ve demokratik
batı kültürünü yansıtır.
Azerbaycan Kültür Derneği
(1 Şubat 1949)
Mehmet Emin Resulzade’nin yaşamında Mili Azerbaycan Cumhuriyetinin 27 Nisan 1920’de
işgal edilmesiyle başlayan meşakkatli yol, uzun bir muhaceret dönemiyle yolcusuna
yenilirken, 1947 yılında üçüncü ve son kez döndüğü Türkiye’de ömrünün sonuna kadar
fikri mücadelesine devam eder.
O tüm zamanlarda kutsal bir idealin remzi olarak yirmi yıl yanında taşıdığı üç renkli
bir bayrakla döndüğü Ankara’da yokluk içinde kurduğu mücadele ocağı ve orada yetişenlerin
yaptığı gerçek bir destandır. Bu destanın yazıldığı yer ise onun kurduğu bir ocak
olan Azerbaycan Kültür Derneğidir.
Mehmet Emin Resulzade,Varşova’da kaldığı yıllarda evlendiği Polonyalı Vanda hanımla,
mütevazı bir yaşam sürdürürken, Ankara’da karşılaştığı Azerbaycan kökenli ve Türkçü
dostlarıyla yeni bir mücadele merkezi yaratma yolunda ilk adımları atar.
Etrafına toplanan yürekli arkadaşlarıyla Ulus’ta Vakıf Han’da küçük bir ofiste gerçekleşen
Azerbaycan Kültür Derneği bu gün altmış yılı geride bırakırken,Azerbaycan’ın bağımsızlığı
yolunda yılmadan haklı davanın savunucusu olmuştur. 1 Şubat 1949 tarihinde kurulan
Azerbaycan Kültür Derneği başlattığı çalışma ve konferanslarla giderek bir okul
kimliği kazanır.Burada yetişen nesillere 28 Mayıs 1918 tarihli milli devletin sonsuza
kadar yaşayacak olan düşünce ve idealler anlatılır.
Bu ideallerin yaratıcısı Mehmet Emin Resulzade ve arkadaşlarıdır.
Azerbaycan Kültür Derneğinin ilk başkanı Dr. Hamit Ataman Başkan Yardımcısı Dr.
Aziz Alpaut, Genel Sekreter Feyzi Aküzüm, Muhasip Enver Roman ve Mehmet Altunbay
ve Ahmet Karaca genç kadrolar görev alır.Derginin ilk sayısı 1 Nisan 1952 ‘de 21
çarpı 26 cm. boyutlarında bir forma halinde yayınlanır.Bu sayıda Mehmet Emin Resulzede
başta olmak üzere, Abdulvahap Yurtsever, Mirza Bala gibi isimlerin yanı sıra, Hüseyin
Cavit, Ahmet Cevat, Gültekin ve Samet Vurgun gibi milli şairlerin eserleri genç
nesillere benimsetilir.
Dr. Ahmet Yaşat yönetiminde aylık yayına başlayan ‘Azerbaycan Türk Kültür Dergisi'
1970’li yıllardan sonra gazeteci Ahmet Karaca’nın yönetiminde daha kapsamlı olarak
yayınlanırken, Azerbaycan Türklerinin kültürü, edebiyatı, sanatı, sosyal hayatına
yönelik bilgi ve belgeler okurlara ulaştırılmak amacıyla, Sovyetler Birliği dahil
Türkiye ve dünyada belli merkezlere ulaştırılır. Derginin yaşamasında olağan üstü
çaba gösteren ve gerçek bir Azerbaycan sevdalısı olan eski genel başkan Feyzi Aküzüm’ün
katkıları çok büyüktür.
O her zaman içinde sakladığı, Azerbaycan’ın bağımsız olacağı idealini, ‘Azerbaycan
bir gün mutlaka istiklaline kavuşacaktır.’ söylemiyle sürdürmüş ve ne yazık ki bu
hayalini bizzat giderek Bakü’yü göremeden, hastalığı nedeniyle1992 yılında yaşama
veda edecektir.
Azerbaycan Dergisi1990 yılından itibaren günün yayıncılık anlayış ve şartları içinde
biçim değiştirerek ‘Azerbaycan Türk Kültür Dergisi’ adını alırken, baskı ölçüsünü
21çarpı 29 boyutlarına getirirken, renkli ve üç forma şeklinde yayına devam eder.
Bir süre yazı işleri Selçuk Önal tarafından yürütülen derginin yazı işleri 1993
yılından itibaren genel sekreter Tuncer Kırhan tarafından yürütülmekte ve altı ayda
bir yayınlanmaktadır. Derginin tüm sayılarında yayınlanan makaleler, araştırmacılar
için iyi kaynak olacak şekilde bibliyografik dizin halinde sitemizde yer almıştır.
Dergimiz, aynı zamanda internet ortamında;(azebaycan@azerbaycankulder.org) adresinde
PDF formatında izlenebilir.
Azerbaycan Kültür Derneği, 1952 yılından itibaren yayın hayatına başlattığı dergi
dışında, Azerbaycan’ın tarihi, sanatı ve siyasi oluşumları üzerine 56 adet kitap
yayınlayarak Azerbaycan’ın Türkiye’de daha iyi tanınmasını sağlarken,Azerbaycan
tarihinde yaşanan siyasi olayları, milli günleri ve onları yaratan şahsiyetler ile
sanat ve kültür alanında iz bırakan isimleri anmak, yaşatmak ve tanıtmak amacıyla
aşağıdaki önemli günleri geleneksel bir programla, konferans,sergi, panel veya sempozyumlarla
kamuoyuna sunarak kamuoyunun Azerbaycan konusunda bilinçlenmesine yardımcı olmuştur.Bu
özel gün ve tarihleri aşağıdadır.
Sürekli etkinlikler:
- 28 Mayıs 1918 tarihli Milli Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Kuruluşu,
- 31 Ocak 1884 Mehmet Emin Resulzade’nin doğumu,
- 6 Mart 1955 Mehmet Emin Resulzade’nin vefatı,
- 31 Mart 1918 Başkent Bakü’nün Rus ve Ermeni çetelerince işgali,
- 27 Nisan 1920 Milli Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Kızıl Ordu tarafından işgali,
- 15 Eylül 1918Türk ordusunun Bakü ve Gence’ye girişi,
- 12 Aralık 1945 Güney Azerbaycan Türklerinin bağımsızlık günü,
- 20 Ocak 1990 Rusların Bakü’de yaptığı katliam,
- 26 Şubat 1992 tarihli Hocalı Soykırımı,
- 12 Ocak 1920 tarihli Milli Azerbaycan Cumhuriyeti’nin tanınması,
- 22 Ağustos 2000 Ebulfez Elçibey’i anma,
- 21 Mart Nevruz Ergenekon Bayramı,
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü,
- 31 Aralık Dünya Azerbaycanlarının dayanışma (Hemreylik)günü.
AZERBAYCAN KÜLTÜR DERNEĞİ
Genel Başkanı
Cemil ÜNAL
Cemil ÜNAL’ın Azerbaycan Kültür Derneğindeki başkanlık dönemi, Azerbaycan’ın bağımsızlık
mücadelesi süreci ve sonrası gelişmeler içinde üstlendiği rol, aktif yönetim ve
iltişim trendiyle doludur.
Azerbaycan’ın bağımsızlık hareketi içinde onu, adeta bir fenomene dönüşen derneğimizde,
yönetim kabiliyeti yüksek, idealist ve entelektüel bir dava adamı olarak görürüz.
Azerbaycan'daki bağımsızlık idealini yaratan 28 Mayıs 1918 tarihli milli şuur ve
musavatçılık anlayışı ve ikili münasebetlere yön vermede ve Türkiye - Azerbaycan
ilişkileri içinde daima Cemil ÜNAL vardır.
Elçibey tarafından kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti sürecinde,gerek Azerbaycan tarafına,
gerekse Türk siyaset ve devlet adamlarına verdiği destek içinde ön plana çıkarken,
derneğimizin kurumsallaşmasında olduğu kadar Azerbaycan -Türkiye arasındaki koordinasyon
ve kurulan devletin yapılanma sürecinde onun hoşgörülü dünyasını oluşturan siyasi
tecrübesi etkili olur. Cemil ÜNAL,bitmek bilmeyen enerjisi, sorun gidericilikteki
mahareti, pozitif birikim ve bilge kişiliği ile gelecek nesiller için ideal bir
örnektir.
Cemil ÜNAL'ı biyografik olarak tanımak için,söze 1933 yılında doğduğu Kars'tan başlamanın
gereği vardır. Onun bu tarihi serhat şehrine ve insanına bağlılığı Karslı olmasında
hissedilir.
İlk ve orta öğreniminin ardından, yüksek öğrenim yıllarında bir tutku ile sevdiği
Ankara ise, onun yaşamının her döneminde bir karargah olur.
Öğrenime başladığı veteriner fakültesini yarıda bırakarak devam ettiği Ziraat Fakültesinde
başlayan siyasal ve sosyal faaliyetlere olan ilgisiyle, dönemin etkin sivil toplum
kuruluşlarından olan, yurt cemiyet başkanlığında görsekte,daha sonra Türkiye Milli
Talebe Federasyonu ve Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı gibi önemli gençlik kuruluşlarında
biçimlenen siyasi vizyonunu, Kars Yüksek Talebe Cemiyeti ve Türk Kültür Cemiyetlerinde
başkanlık görevinde bulur.
1960'li yıllara gelindiğinde ülkedeki siyasal gelişmeler içinde mesleki örgüt olan
Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği'nde genel başkanlık yapar. Ülke sorunları
ve tarım politikalarıyla ilgili olarak siyasi partiler üzerinde etkili olan çalışmalarıyla
ön plana çıkarken, Demokrat Parti gençlik kollarında,daha sonra Adalet Partisi Gençlik
Kolları genel başkanı olur.
Tarım Bakanlığı Basın Müşavirliği, Personel Daire Başkanlığı,Köy İşleri Bakanlığı
Kooperatifler Genel Müdürlüğü ve Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı Genel Sekreteri
ve Genel Müdürlük görevlerinden sonra, Adalet Partisinden Kars Milletvekili olur
ve TBMM'de Grup Başkan Vekilliği görevinde bulunur.
Bir dönem yürüttüğü parlamenterliği sonrası, Türkiye Zirai Donatım Kurumu Genel
Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünde Yönetim
Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunurken, kamudan emekli olur.
Birikimlerini sivil toplumculuk alanında kullanmak amacıyla, sayısız konferans ve
uluslar arası toplantılarda sunduğu bildirileri çeşitli dergilerde yayınlanır.
1990 yılında Azerbaycan’daki siyasal gelişmeleri yakından takip eden bir sivil toplum
kuruluşu olan Azerbaycan Kültür Derneğinde genel başkanlığa getirilir. Onun için
yeni bir mücadele başlamıştır.
Bağımsızlık hareketini yürüten Halk Cephesi ve onun efsanevi lideri Elçibey ve kadrolarıyla
yakın ilişkiler sağlarken,1992 yılında yapılan demokratik seçim sonrası,Türkiye
Azerbaycan ilişkileri ve Azerbaycan’ın yapılanması yolundaki çalışmalara destek
amacıyla Azerbaycan Cumhuriyeti hükümetinde Elçibey döneminde Toprak Reformu Bakanlığı
görevini üstlenir.
Derneğimiz kadınlar kolu başkanı Nesrin Askeran ÜNAL ile mutlu bir evliliği ve başarılı
iki kız babası olan Cemil ÜNAL’a uzun ve sağlıklı yıllar dileriz.
Azerbaycan Kültür Derneği 1949 yılından itibaren, içinde bulunduğu kısır şartlara
rağmen çeşitli etkinliklerde bir mücadele merkezi halinde çalışmalar yaparken, öğretilerin
hedef kitleye ulaştırılması için, bir yayın çıkarma düşüncesi oluşur. Bu prosesin
adı milli mücadelenin adı olacaktır.Önceleri ‘Azerbaycan’ daha sonra ‘Azerbaycan
Türk Kültür Dergisi’ adıyla çıkarılan yayın dernek üyeleri için bir moral olduğu
gibi, deneyimli insanlar içinde yeni bir fikir yayma platformu ve mücadele aracı
olurken,dernek, Mustafa Kemal Atatürk’ün 6 Ekim 1924 tarihinde Kars’a gelişi sırasında
yerleşik Azerbaycan kökenli müzik adamlarının yaptığı ‘Hoş gelişler ola Mustafa
Kemal Paşa’adlı şarkının kamu oyunda benimsenmesiyle başlayan Azerbaycan müziği
ve folkloruna olan ilgi nedeniyle yeni araştırmalar başlatılır.
Ancak Azerbaycan Sovyetler Birliği terkibindedir. Mevcut anlaşma gereği, orada bulunan
şehir ve bölge isimlerinin şarkı ve müzikte geçmesi engeldir. Azerbaycan müziğinin
bugünkü şekliyle benimsenip yaygınlaşmasında Azerbaycan Kültür Derneğinin katkıları
çok büyüktür. TRT’nin dahi olmadığı bir dönemdir. Devletin tek radyosu olan Ankara
ve İstanbul radyolarında çalınması siyasi kriz yaratır fobisiyle repertuarlara giremeyen
Azerbaycan müziğinde geçen yerel isimler, Kars ve Iğdır’da yaygın olarak yaşayan
Azerbaycanlıların müziği gibi değiştirilerek bu yörelere ait şarkı veya türkü adıyla
yayınlanması sağlanır.
Azerbaycan Kültür Derneği’nde Sivil Toplumculuk:
Azerbaycan Kültür Derneği, Türk dünyasına yönelik başarılı çalışmaları sonucunda,
Bakanlar Kurulunun 18.04.1994 tarih 94-5786 sayılı kararıyla Kamu Yararına Faaliyet
gösteren dernekler statüsüne alınır.
Faaliyet dönemlerinde yalnız kuruluş amacına uygun olarak Azerbaycan Türklerinin
sorunlarını gündeme getirmekle yetinmemiş, aynı zamanda bütün Dünya Türklerinin
güncel sorunları ile ilgili çalışmalar içinde,çeşitli üniversite ve sivil toplum
kuruluşlarıyla işbirliği sağlamıştır.
Sivil toplumculuk yönünde daha dinamik görünme amacıyla; Bulgaristan-Balkan,Irak,Kıbrıs
ve Kırım Türklerinin maruz kaldığı insanlık dışı olaylar karşısında örgütsel çalışmalara
katılır. Bu amaçla,Bulgaristan,Azerbaycan,Kırım Türk derneklerinin bir araya gelerek
oluşturduğu, BAKTÜRK Federasyonunun kurulmasına öncülük etmiştir.
Derneğimiz Bursa şubesi başarılı çalışmalarıyla sivil toplumculuk yönünde ön plana
çıkarak,14 Ekim 2009 tarihinde Ermenistan ile Türkiye arasında oynanan milli maçlar
sırasında yaşanan gerginlik ve kolluk kuvvetlerinin stadyuma Azerbaycan bayraklarını
almama kararı karşısında, Bursa’da bulunan kırk kadar dernekle birlikte oluşturulan
‘Hepimiz Mehmetiz Güçbirliği Platformu’ güç birliği ile baskı gücünü kullanmayı
başarmış, kendi imkanlarıyla yaptırdıkları binlerce Türk ve Azerbaycan bayrağını
Bursa sokaklarındaki dükkan ve iş yerlerine asarak önemli bir dayanışma sergilemiştir.
Bu örgütsel yapı ile,Genel Merkez ve şubelerimizde, her yıl ‘Sözde Ermeni Soykırımı
Yalanı’ ve ‘Hocalı Soykırımı’ konulu konferanslar düzenlenir. Hocalı olaylarının
dünya kamuoyu ve AB İnsan hakları Komisyonlarında ele alınması ve işgal edilen Azerbaycan
topraklarının devri konusunda, Ankara’da yapılan kampanyalarda toplanan yirmi bin
imzalı dilekçe klasörler halinde, TBMM Başkanlığı,TBMM İnsan Hakları Komisyonu,
Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık makamlarına teslim edilerek duyarlı bir sivil toplumculuk
mücadelesi verilir.
Azerbaycan Kültür Derneği kuruluşundan itibaren, tüm çalışmalarında Türkiye Cumhuriyeti
yasalarına uygun tüzel kişiliği ile kurumsal bir görüntü verirken, uluslar arası
ilişkilere de saygılı olmuş ve Azerbaycan’ın bir gün mutlaka esaretten kurtulması
yolunda umudunu taşımıştır.
Mehmet Emin Resulzade’nin bıraktığı ilkeler doğrultusunda faaliyetlerini sürdüren
ve Azerbaycan sevgisiyle dolu insanların ocağı olan Azerbaycan Kültür Derneği, aynı
zamanda 1920 sonrası muhaceretinde sesi olmuştur.
Hürriyet ve istiklal gibi görüşlerin her zaman ifade edildiği, Azerbaycan’da yok
edilmek istenen bir tarih ve kültürün korunup yaşatıldığı dönemlerin yanı sıra,
1990 sonrası işgale uğramış bir halka manevi şemsiye olma konusunda ki çalışmaların
okulu olmuştur.
Dernek merkezinde yapılan hafta sonu toplantılarında her türlü sorunun tartışıldığı,
kültür ve geleneklerin sergilendiği özel günler ve seri konferanslarla dinamik tutulan
bir anlayış ve umut içinde süreklilik sağlanmıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde ilişkiler:
Sovyetler Birliği döneminde olsun geçiş döneminde olsun, Azerbaycan’dan Ankara’ya
gelenlerin yegane merkez Azerbaycan Kültür Derneği olur. Sovyetler birliği,Ankara’da
böyle bir merkezin olduğundan haberdardı. Bu döneme kadar kontrol altında yapılan
sportif faaliyet yada müzik alanında sürdürülmüşken dahi gelen tüm grup ve kadrolar
ile ilişkiler kurulmaya çalışılmış, onların Azerbaycan Kültür Derneğini ziyaret
etmeleri sağlanmış yada kaldıkları otellerde yapılan görüşmelerle hasret giderilmeye
çalışılırken,ünlü sanatçısı Zeynep Hanlarova bunlardan birisi olmuştur.
1989 yılında, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın TRT tarafından ilk kez
uluslar arası etkinliğe dönüşmesi sırasında, Azerbaycan’dan gelen çocuklara kapılarını
açan Azerbaycan Kültür Derneği çocuk ve velileri evlerinde ağırlamış, TRT stüdyolarında
çekimi yapılan bir programda, henüz Sovyet ittifakında bulunmasına rağmen, Azerbaycanlı
çocukların sahneye üç renkli bayraklarla çıkarılmıştır. Öğrenci grubunun başında
bulunan Sovyet orijinli görevliler olayı şaşkınlık içinde izlerken, bayrakların
Türk bayrağının bir versiyonu olarak algılamaları tepki göstermemelerine neden olmuştur.Belki
de milli Azerbaycan Cumhuriyetine ait bu üç renkli bayraktan haberdar değillerdi.
Azerbaycan Kültür Derneği’nin 1990 öncesi Azerbaycan ile ilişkileri,Sovyetler birliği
terkibinde olan bir cumhuriyete tabi olan bir ülke insanlarıyla kontrol altında
yürütülürken, çocukların gelişinden sonra ikinci olay, 26 Nisan-10 Mayıs 1989 ‘da
Sakarya caddesi üzerindeki eski dernek merkezini ziyaret eden, ünlü şair ve edebiyat
adamı Bahtiyar Vahapzade ile Vatan Cemiyeti Başkanı Elçin Efendiyev ve Azerbaycan
Tıp Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Nurettin Rızayev’in gelişiyle bir ilk olur.
Dernek başkanı merhum Feyzi Aküzüm ve diğer yöneticilerle tanışan heyete dernek
hakkında bilgi verildikten sonra, Mehmet Emin Resulzade ve28 Mayıs 1918 tarihli
milli cumhuriyet anlatılır. Konuklar bu tarihi iyi bilmektedirler,duygulanırlar.
Dernek başkanı Feyzi Aküzüm Mehmet Emin Resulzade’nin verdiği mücadele sürecini
anlatır ve onun emanet ettiği üç renkli bayrağın kendilerine olduğunu söylemesi
karşısında heyecanlanan Vahapzade,duygularını saklamadan bu kutsal emanete yüz sürmek
istediğini ifade eder. Feyzi Aküzüm, Dr.Mehmet Kengerli ve Ahmet Karaca konuklara
kasa içinde sakladıkları bayrağı gösterirler.
Konuklar salona dönüşünde hemen hepsinin yüzlerinde bir hüzün izlenirken,Bahtiyar
Vahapzade’nin uzun süre göz yaşlarını tutamadığı ve bu tarihten sonra da Ankara
seyahatlerinin arttığı bilinmektedir.
Bu dönemlerde, Abbas Zamanov ve Ziya Bünyatov gibi önemli tarih uzmanları da resmi
ziyaretleri içinde Ankara’ya gelişlerinde derneğimizle ilişki kurarken, bu ve öncekiler,
Azerbaycan’ın Sovyetleşmesine tanık olan ilk kuşak olması önemlidir.
Derneğimizi ziyaret eden konuklar arasında bugün dahi görevde bulunan Kafkasya Müslümanları
dini lideri Allahşükür Paşazade olmuştur. ve beraberindekiler derneğimizi ziyaret
etmiş, üyelerle tanışmış ve ziyarette genel başkan Cemil Ünal’a bir anı olarak Azerbaycan
işi el halısı hediye etmiştir.
Aynı tarihlerde, Azerbaycan Kadın Hukuku Müdafaa Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Dilara
Aliyeva ve benzeri bir çok bilim adamı derneği ziyaret eder.
Azerbaycan ile ilişkiler özellikle 1990 tarihli bağımsızlık hareketinden sonra farklı
bir boyut kazanırken,bu temasların akademik konferanslarla başladığı görülür.Burada,
milli ideolojiyi taşıyan ve 20 Ocak olaylarında bir milyon insanı Azaldık meydanına
toplayan Halk Cephesi yönetimiyle Türkiye arasında oluşturulan münasebetler içinde
öncelik;Azerbaycan’ın sorunlarının Türk kamu oyunda daha iyi tanınmasıdır.
Türkiye’nin demokratik birikimlerinden Azerbaycan’ın da yararlanması yolunda yapılan
çalışmalar, kısa zamanda koordineli bir ilişkiye dönüşür.
Azerbaycan Kültür Derneği, sınırların kontrollü olarak açılmasını fırsat bilerek,
1-16 Nisan1991 tarihinde Bakü’ye ilk ziyaretini yapar. Bu ziyarette amaç 28 Mayıs
2918 felsefesi ve sonrasını araştırmaktır.‘Muhaceretteki Azerbaycan Edebiyatı’ adı
verilen konferansı işlemek üzere, akademik insanlarında olduğu otuz kişilik bir
kadroyla Azerbaycan’a gidiş adete gerçek bir huruç hareketi olur. İlimler Akademisinde
yapılan konferansın açılış konuşmasını Halk Cephesi lideri Ebülfez Elçibey yapar.
Bu toplantı vesilesiyle Elçibey gibi bir önderle tanışmak, aynı düşünce yapısından,
yani bağımsızlıktan yana arkadaşlarla birlikte olma sıcak bir ilişkiye dönüşür.
Bakü İlimler Akademisindeki konferans öncesi hazırlıklarda, salonun orta yerinde
duran ve yıkılmakta olan Sovyet rejimin simgesi Lenin heykeli Ankara’dan götürülen
Mehmet Emin Resulzade ve Atatürk posterlerinin asılması yetkileri heyecanlandırsa
da sonuç değişmez. Çünkü, Azerbaycan halkı artık korku dönemini aşmıştır. 1-16 Nisan
1991’de Bakü’de yapılan bir konferans sırasında tarihi bir buluşma gerçekleşir.
Azerbaycan Kültür Derneği yöneticileri, Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinin
bayrağı olan 28 Mayıs 1918 tarihli Mili Azerbaycan Cumhuriyetine ait üç renkli bayrağı
bağımsızlığın sembolü olarak ilk defa Azaldık meydanında taşıtan ve Azerbaycan Türkleri
için bir umut olan Halk Cephesi lideri Ebülfez Elçibey ile tanışma gerçek bir milat
olur.
Halk Cephesiyle yapıla görüşmeler sonunda,aynı ülküden gelen insanların ortak bir
program çerçevesinde çalışması için, ileriye dönük bir protokol hazırlanır. Bu tarihi
ve önemli belge Azerbaycan Kültür Derneği genel başkanı Cemil Ünal, genel sekreter
Ahmet Karaca ve Halk Cephesi lideri Ebülfez Elçibey tarafından imzalanır.
Büyük bir sorumluluk ve vizyon yaratan bu protokol içinde yer alan ve ilki 1918’de
Mehmet Emin Resulzade döneminde yapılan ve aşağıda fotoğrafı görülen Azerbaycanlı
öğrencilerin, 1923 yılında tıp eğitimini tamamladıkları tarihlerde Berlin Anadolu
kulüpte çektirdiklerine benzer bir öğrenci gelişinin mimarı olma gururuyla,1992
yılından sonra devlet projesi olan, Azerbaycanlı öğrencilerin Türkiye’de yüksek
öğrenim yapması amacıyla davet edilmesiyle gelen elli öğrenci, YÖK kanalıyla çeşitli
üniversitelere yerleştirilmesi sağlanır.
Azerbaycan’da yapılan başarılı temaslar sırasında, dönemin başbakanı Hasan Hasanov
ile görüşmeler yapılarak Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri üzerine fikir alış verişi
yapılır. Azerbaycan’ın o günkü kısır şartlarda çalışan medyası incelenme fırsatı
bulunur. Bağımsızlığın lokomotifi olan Azerbaycan Halk Cephesi'nin yanı sıra, devlet
kontrolünde bulunan ancak,toplumsal bir dinamik olan Azerbaycan İlimler Akademisi,
Azerbaycan Yazarlar Birliği, Azerbaycan Gazeteciler Birliği, Vatan Cemiyeti, Kadın
Hukukları Cemiyeti gibi kuruluşlarla da iyi ilişkiler kurulur.
Bu ilişkilerin ileriye ışık tutması açısından kapalı bir dünyadan, hür bir dünyaya
açılmanın yolları içinde, Akademik ve sanat çevreleriyle kurulan yakın münasebetlerde,
Azerbaycanlı bilim ve siyaset dünyasına demokratik yaklaşabilen kadroların Türkiye’ye
davet edilerek bir konferansta birlikte olma yolunda çalışmalar kısa zamanda sonuçlanır
ve 3-9 Mayıs 1991 tarihinde ‘Doğumunun 850. yılı nedeniyle Azerbaycan edebiyatının
büyük ismi, Genceli Nizami’ adına bir konferans düzenlenir.
Bu konferansla kurulan köprü, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin başlamasına
vesile olurken, Azerbaycanlı bilim adamları olan ve daha sonra kurulacak Azerbaycan
Cumhuriyetinde başbakan olan,Penah Hüseyiov ve Ali Müvsümov ile 1992-93 dönemi ali
meclis başkanı ve bugün Musavat Partisi başkanı olan İsa Gamber ve arkadaşları basın
yoluyla Türkiye kamuoyuna tanıtılırken, dönemin başbakanı TBMM başkanı, siyasi parti
liderleri ile sivil toplum kuruluşları ile tanıştırılır. Sovyetler birliğinin dağılma
sürecin de Azerbaycanlı bilim ve siyaset adamlarının Ankara’daki siyasi çevreler
olan, parti genel merkezleri,basın kuruluşları, üniversiteler ve çeşitli sivil toplum
kuruluşları ile tanışma fırsatı yaratılır.
Devlet adamı seviyesinde derneğimize ilk ziyaret edenlerin başında, 1991 yılı Haziran
ayı içinde gelen Cumhurbaşkanı Ayaz Muttalibov olur. Bu ziyarette Azerbaycan Türkiye
ilişkilerinin daha ileri gitmesi üzerinde temenniler üzerine yapılan iyi niyetli
ilişkiler vaat eder.
Azerbaycan ile ilişkiler, bağımsızlık sürecinin başladığı 1988 yılından itibaren
çok yönlü ve sürekli bir gelişme göstererek devam ederken,bu ilişkilerin ilki, 20
Ocak 1991 tarihli Bakü’de ve Karabağ’da yapılan insanlık dışı olaylar karşısında
alınan aktif rol olur.Konunun vahameti dönemin başbakanı ve dışişleri bakanlarına
anlatılarak, insani ve siyasi yardım talebinde bulunulur.
Türkiye cumhuriyeti hükümetleri ile kurulan ilişki ve yasalar çerçevesinde gerçek
bir sivil toplumculuk faaliyeti sürdürülürken,dernek bünyesinde kurulan Danışma
Meclisi, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları adete kriz masası göreviyle çalışmalara
başlar.Karabağ olaylarında yaralanan ve sürgün edilen insanlara yardım amacıyla
başlatılan yardım kampanyası Türkiye’de ve yurt dışındaki soydaşlarımız tarafından
büyük destek görür.
Toplanan sağlık malzemeleri ve teşekküllü ambülanslar Türk askeri uçaklarıyla Bakü’ye
ulaştırılırken, bankalarda toplanan önemli miktarda ki para, Azerbaycan’a ulaştırılarak
Halk Cephesi yöneticilerine belge karşılığında teslim edilir.
20 Ocak 1990 tarihli Bakü’de yapılan saldırılar ve Karabağ bölgesinde başlayan insanlık
dışı işgal,Türk basınına sürekli olarak bilgi aktarılarak konunun vahameti sergilenmeye
çalışılırken, Azerbaycan’a acil insani yardım talebiyle, Başbakan ziyaret edilerek,
Azerbaycan’a acil insani yardım talebi yapılır.
20 Ocak olayları ve insani boyutuyla sürekli bir şekilde basına sivil toplum kuruluşlarına
anlatılırken, TÜRK- İŞ, DİSK gibi konfederasyonlar ile meslek kuruluşları ve oda
başkanlıklarıyla işbirliği kurularak, başta büyük kentler olmak üzere bir çok şehirde
20 Ocak olaylarını protesto eden miting yapılması sağlanmıştır
İllerde daha aktif ve örgütlü çalışabilmek için, Bursa, İzmit, Antalya, İstanbul,Söke,
Körfez ve İzmir gibi şehirlerde yoğun bulunan hemşerilerin isteği ile dernek şubeleri
açılarak kamuoyunda Azerbaycan’ın bağımsız ve demokratik hayata geçiş süreci anlatılır.
Azerbaycan’dan davet edilen bilim ve siyaset adamları ile gazeteciler, bu bölgelerde
yapılan toplantılarda sorunları halka anlatılmıştır.
Azerbaycan Kültür Derneği,bu uzun ve zor yolda 1991 yılından itibaren, Azerbaycan'daki
siyasal oluşumlar ve yaşanan sorunlarla da yakından ilgilenirken, ülkede yaşanan
işgal, saldırı yönetimsel sıkıntıların ortadan kaldırılması için, Türkiye hükümetleri
nezdinde ilgi merkezi halinde arabuluculuk görevi üstlenmiştir.
Bu ziyaret sırasında, 15 Eylül 1915 tarihinde Azerbaycan’daki Ermeni işgalini kırmak
üzere Gence’ye gönderilen Kafkas İslam Ordusu’nun Azerbaycan Türkleri üzerindeki
izlerinden hareketle düzenlenen bir etkinlikte, dernek temsilcileri tarafından Ankara’dan
götürülen, ve yönetim kurulu üyesi ressam Tuncer Kırhan’ın tasvir ettiği ‘iki ülkenin
Mehmetçikleri’adlı tablo Halk Cephesi Lideri Ebulfez Elçibey’e sunulur.
Tabloda anlatılan Mehmetçiklerin iki ay yıldızlı bayrak altında kazandığı zafer,
daha sonra Bakü meydanlarında büyük duvarlara işlenmiş, 15 Eylül şehitleri yad edilirken,bu
gün hıyaban mevkiinde inşa edilen ‘Türk Şehitliği’nin de yapılmasında etken olmuştur.
23 Nisan 1920’de büyük Atatürk tarafından çocuklara bir bayram olarak bahşedilen,
23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın TRT tarafından uluslar arası etkinlik
şeklinde kutlanması sırasında, 1989 yılında Azerbaycan’dan gelen çocuklara kapılarını
açan Azerbaycan Kültür Derneği, konuk çocuk ve velileri evlerinde ağırlarken, TRT
stüdyolarında çekimi yapılan bir programda, henüz Sovyet ittifakında bulunmasına
rağmen, Azerbaycanlı çocukların sahneye üç renkli bayraklarla çıkması gibi önemli
bir eylem gerçekleşir.
Azerbaycan Kültür Derneği, Azerbaycan’da ki hükümet değişiklikleri ve Sovyet nüfuzunun
azalmasıyla gerçek bir halk hareketi karakteri taşıyan Halk Cephesi’nin yanında
olarak yapılacak demokratik seçimlere Ankara’dan destek olduğu gibi, bir kadroyu
Bakü’ye gönderir. Demokratik ve hür dünyanın kullandığı propaganda araçlarının kullanılması
yolunda Elçibey ve Halk Cephesi yöneticileri desteklenirken, yönetim kurulu üyemiz
Tuncer Kırhan’ın yaptığı büyük boy Elçibey portresi karşısında Elçibey’in ifade
ettiği söylem, onun ne kadar yalın ve hümanist bir insan olduğunu gösterir. ‘Totaliter
liderlerin cadde ve meydanlara asılan, ve sonra ayak altına alınan portrelerinden
olmayalım’ diyen erdemli bir insandı.
7 Haziran 1992 de yapılan demokratik seçimlerde, devlet başkanı seçilen Elçibey,
ilk ziyaretini 25 Haziran 1992 tarihinde Ankara’ya yaptı. Ankara’daki ilk ziyaretini
Anıtkabir’e yaparken, hayranlık beslediği Atatürk’e hitaben yazdığı metnin altına,
Ey büyük Türk milletinin büyük komutanı,sizi ziyaret etmekle kendim ve Azerbaycan
adına şeref duydum.Senin askerin’ diye imza atması Türk kamuoyunda Elçibey sevgisi
oluşturmaya yetmişti.
26 Haziran 1992 tarihli TBMM genel kurulunda hitap eden Elçibey, Azerbaycan’ın zenginlikleri
Türkiye’nin zenginliğidir, biz bir millet, iki devletiz diyerek bu gün gerçekleşen
Bakü -Tiflis-,Ceyhan Petrol projesinin ilk mesajıyla tarihi önem arz eden bir konuşma
yapar.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey, Ankara’da bulunduğu sırada, aynı idealleri paylaşarak
yola çıktığını ifade ettiği Mehmet Emin Resulzade’ye özel bir önem verdiğini belirtir.
Bu amaçla,
7 Haziran 1992’de devlet başkanı olduğu sırada parlamentoda yemin töreninde söylediği;‘Biz
Mehmet Emin Resulzade’nin devamcısıyız’ demekle tarihi ülküsüne sahip çıkarak Ankara’ya
ayak basınca ziyaret etmek istediği Mehmet Emin Resulzade’nin Cebeci Asri mezarlıkta
ki kabri olur.
Elçibey’in bu ziyaretiyle, ön plana çıkan Mehmet Emin Resulzade, Türk yetkililerinin
dikkatini çekerken, böylesine önemli bir şahsiyetin kabri bundan sonra gelen tüm
Azerbaycanlıların akınına uğrayacaktır. Bu gelişmeler çerçevesinde,Türk Dışişleri
Bakanlığı, Elçibey’in,Azerbaycan Kültür Derneğini ziyaret etme isteğini programa
ekler.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Başkanı Elçibey’in bu ziyareti medya tarafından yoğun ilgiyle
izlenirken,Türk kamuoyunda büyük yankı bulur.
Azerbaycan Devlet Başkanı Elçibey, Azerbaycan Kültür Derneği’ni de, dernek üyeleri
ve Azerbaycanlı öğrencilere hitap ettikten sonra derneğin şeref defterine şöyle
yazar.
“Türk bağımsızlık harekatının merkezi güzel Ankara’da Azerbaycan istiklal ülküsünü
koruyup bu güne getirmiş olan bu mukaddes ocağı, Mehmet Emin Resulzade ocağını ziyaretten
mutlu oldum. Tanrı bu ocağı saklayanları da mutlu etsin’’
Azerbaycan Devlet Başkanı Elçibey’in Ankara ziyaretinin asıl nedeni, Çankaya Cemal
Nadir Sokakta açılacak olan Azerbaycan Büyükelçiliğidir.
Azerbaycan Kültür Derneği elçiliğin açılış hazırlıkları ve tefrişi sırasında aktif
olarak görev yapar. Merasimde ilk konuşmayı Azerbaycan’ın muhaceretteki ‘Milli Merkez’
Başkanı Dr. Mehmet Kengerli yaparken, Mehmet Emin Resulzade’nin sürgün edilirken
muhacerete taşıdığı ve Ankara’da kurduğu Azerbaycan Kültür Derneğinde kutsal bir
emanet olarak saklanan üç renkli bayrağı sahibine veriyorum’ der. Manevi değeri
çok yüksek olan bayrak, Elçibey ve Özal tarafından göndere çekilir.
Ebülfez Elçibey yaptığı konuşmada bayrağın manevi değerinden söz ederek,Mehmet Emin
Resulzade’nin, 7 Aralık 1918’de Gence’de açılan ilk parlamentoda söylediği; Bağımsız
Azerbaycan’ı temsil eden, o üç renkli bayrağı Milli Şura göğe kaldırmış, Türk hürriyeti,
İslam medeniyeti ve muasır Avrupa iktidarını temsil eden bu üç renkli bayrak,daima
başımızın üstünde dalgalanacaktır. Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez.’’sözünü
tekrar ederken duygusal anlar yaşanır.
Törene katılan Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı
Erdal İnönü, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, bakanlar ve Azerbaycanlı devlet adamları
ile çok sayıda konuk ve medya temsilcisi törene yoğun ilgi gösterir.
Ebülfez Elçibey'in Ankara ziyareti sonrasında daha bir işlerlik kazanmış olan Azerbaycan
Kültür Derneği ile Azerbaycan ilişkileri bu dönemden itibaren beklenenin çok üstünde
bir performans sergilendiği görülecektir.Türk Dışişleri Bakanlığı Elçibey’i Ankara’dan
sonra İstanbul ziyaretini sağlar ve eşlik eder. Türk tarihini ve Türk kurtuluş tarihi
kadar yakından tanıdığı Azerbaycanlı tarihçi Prof. Dr.Zeki Velidi Togan’ın kabrini
görme isteği İstanbul’daki yetkilileri şaşkına çevirse de,Elçibey’in Togan hakkında,
yanındakilere verdiği bilgi, onun Türkiye ile ne kadar ilgili bir şahsiyet olduğunu
anlatmaya yetecektir.
Azerbaycan Devlet Başkanı Ebülfez Elçibey,Ankara’da bulunduğu sırada Azerbaycan
Kültür Derneği Genel Başkanı Cemil Ünal ile Danışma Meclisi üyesi Emekli Hava General
Yaşar Demirbulak'ı Azerbaycan'da, kurulan hükümetin kurulmasında görev almak üzere
görevlendirilmeleri konusunda Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinden ister.
Bu amaçla,Türkiye’deki toprak reformu çalışmalarında deneyimi olan Cemil Ünal Azerbaycan’da
kurulan kabinede, toprak reformundan sorumlu komite başkanı, daha sonra kabinede
bakan olarak görev alır,4 Haziran 1993 tarihine kadar Azerbaycan’da Elçibey’le birlikte
çalışmalarını sürdürür.
Azerbaycan Kültür Derneği, yürüttüğü tüm faaliyet ve ilişkilerde, kurucu başkan
olan Mehmet Emin Resulzade ilke ve ideallerinden ödün vermez, çünkü onun ilke ve
ideolojisi Türk kültür ve geleneğine dayanmaktadır.
Bu amaçla;1993 yılında Milli Eğitim Bakanlığına yaptığı başvuruyla, Mehmet Emin
Resulzade adının Türkiye’de daha ön plana çıkmasını ister. Bu amaçla Çankaya ilçesinde
eğitime açılan bir liseye ‘Mehmet Emin Resulzade Anadolu Lisesi’adı verilir. Okul
bünyesinde Mehmet Emin Resulzade adına bir kütüphane ve Resulzade köşesi kurarak
öğrencilere armağan eder.
Azerbaycan Kültür Derneği, Mehmet Emin Resulzade’nin 28 Mayıs 1918’de yoktan bir
millet yaratarak, Azerbaycan gençliğine bıraktığı ülkü ve ideallerle bu gün herkesin
yüreğinde bir sevgi meşalesi olarak yaşar.
Mehmet Emin Resulzade’nin Cebeci Asri Mezarlıkta bulunan kabri, derneğimizin kuruluşundan
itibaren önderlerinden olan eski genel başkanlarımızdan merhum Dr. Muhammet Kengerli’nin
uzun süre başkanlığını yaptığı Türkiye Anıtlar Derneği’nin destekleriyle vücuda
getirilen proje, onun kişiliğine yakışan bir şekilde yeniden dizayn edilir.Proje
müellifi olan ve derneğimiz genel sekreteri, ressam Tuncer Kırhan’ın uzun çalışmalar
sonra ortaya koyduğu proje gerek estetik yapısı gerekse mimarisindeki ölçülerin
Resulzade’nin yaşamını anlatmasıyla ayrı bir anlam kazanır.
Dört yekpare sütundaki yükseklik yirmi sekiz sayısına ilave olmasıyla altıncı ay
rakamının toplamı olan iki yüz seksen altı santime ulaşır. Sütunları yukarıda sonsuzluk
içinde kucaklayan sekiz köşeli yıldız şapka, Azerbaycan’ın ebedi bağımsızlığını
anlatır. Sütunlar üzerinde yükselen Türk kilim desenleri, Türk kültür ve medeniyetinin
daima ileri gidişini anlatırken, sütunları üstten bağlayan üç kayıt üzerinde Resulzade’nin
öz değişleri yer alır.
Anıt mezarın lahit bölümünde ön yükseklik, Mehmet Emin Resulzade’nin parlamentoyu
açtığı zaman ki yaşı olan otuz dört sayısını, arka yüksekliği ise, ebediyete gittiği
yetmiş iki rakamını taşır.
Anıt mezar,onun kurduğu cumhuriyetin 90. yılında, 28 Mayıs 2008 tarihinde düzenlenen
büyük bir merasime,Azerbaycan cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi özel olarak davet
edilir.

İşlerinin yoğunluğu nedeniyle törene katılamayan Aliyev adına Azerbaycan'ın Ankara
Büyükelçisi Zakir Haşimov,Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler Yardımcısı Prof.
Dr. Ali Hasanov, diyaspora Bakan Yardımcısı Veli Hacıyev, Kültür Bakanı Ebulfez
Garayev,parlamento üyesi Prof. Dr. Yagup Mahmudov ile Musavat partisi genel başkanı
İsa Gamber ve eşi ile Resulzade araştırmacısı Doç. Dr. Nesiman Yaguplu anıt mezara
kırmızı ve beyaz güllerden oluşan çelenk koyarak saygı duruşunda bulunurlar.

Aynı gün, Dedeman otelde yapılan konferansa da katılan konuklar,Mehmet Emin Resulzade’nin
siyasi kişiliği ile Azerbaycan’ın dünü ve bu günü üzerine görüşlerini dile getirirler.Konferansta
bildiri sunan, eski Tahran Büyükelçisi Nesip Nesibli, Prof. Dr.Almas Eligızı, Prof.
Dr. Aygün Attar, Doç.Dr.Nesiman Yaguplu ve BAKTÜRK federasyonu başkanı Dr. Ahmet
İ. Kırımlı’ya, Azerbaycan Kültür Derneği tarafından ’28 Mayıs ve Mehmet Emin Resulzade’adına
düzenlenen plaket verilir.
Kadınlar Kolu Çalışmaları:
Azerbaycan Kültür Derneği bünyesinde oluşan Kadınlar Kolu derneğin önemli bir unsuru
olarak kuruluşundan itibaren faaliyetlerin içinde olsa da, aktif çalışma dönemini
20 Ocak olayları sonrasında artırmıştır.Gerek Karabağ kaçkınlarının yaralarının
sarılması, gerekse sivil toplumculu yönünde Azerbaycan’da faaliyet gösteren benzer
kuruluşlarla tesis ettiği ilişkiler sonunda bölgeye insani yardım projeleri hazırlamıştır.
Yıllar içinde süregelen faaliyetlerin koordineli bir örnekle, Azerbaycan’da önemli
bir dinamik olan, Azerbaycan Kadın Hukukları Müdafaa Cemiyeti,OSİ Araştırma Merkezi,İnsan
Hakları ve Müdafaa Merkezi, Azerbaycan Aydınlar Birliği, Uluslar arası İnsan Hakları
Temsilciliği, Yeni Azerbaycan Partisi, Bakü Devlet Üniversitesi, ve Cumhuriyet Gazetesinden
oluşan heyetin Ankara’da kabul edilmesi ve ortak çalışmaların yapılması sağlanır.Proje
kapsamında yürütülen çalışmalara, Türkiye’den katılan sivil toplum kuruluşları olan
Türk Ocakları,Ankara Şubesi, ve Atatürk Çizgisi Platformu iştirak edilir.
Bu projenin gerçekleşmesinde, Elçibey’in yakın arkadaşı, A.Ü. Öğretim üyesi Prof.
Dr.Hanım Halilova olağan üstü gayret gösterir.
Kadınlar Kolu Başkanı Nesrin Ünal’ın Hollanda eksenli Avrasya vakfı ile ilişki sağlaması
ve orada yapılan toplantılarda Azerbaycan’ın sorunu olan Karabağ ve Hocalı olayları
gibi sorunları Avrupa’daki platformlara taşınır.
16-23 Haziran 2003 tarihinde Bakü’de gerçekleşen konferansta ise Türkiye’nin konuyla
ilgili deneyimleri Azerbaycanlı kadın dernekleriyle paylaşılırken, Azerbaycan’da
ilişki olunan sivil toplum kuruluşları, Musavat Partisi ve Azerbaycan’ın Bağımsızlık
lideri ve ilk cumhurbaşkanı Elçibey’in kabri ziyaret edilir.
Azerbaycan Kültür Derneği Kadınlar Kolu, farklı bir proje kapsamında, Türkiye’de
toplumsal bir sorun olan, ‘Aile İçi Şiddet Töre ve Namus Cinayetleri’ üzerinde de
çalışmalar başlatmış, bu amaçla,Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve ilgili
diğer kuruluşlarla koordineli bir proje içinde başarılı çalışmalar ortaya koyar.
Bünyesinde oluşturduğu uzman kadrolarla başlattığı çalışmaların ilkini, Ocak 2008
tarihinde Ankara ve Bursa’da, ikincisini de Ekim 2010 tarihinde Kars ve civar köylerinde
gerçekleştirir. Kars’ta ki çalışmalarda Kafkas Üniversitesi ile çeşitli eğitim kurumları
ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket edilir. Geniş kitlelere ulaşma düşüncesiyle
pilot bölge seçilen Şahnalar köyü İlköğretim okuluna önemli destek sağlanır.